Ana Sayfa
İletişim
SMS SÖZLERİ
AŞK ŞİİRLERİ
AYRILIK ŞİİRLERİ
KARIŞIK ŞİİRLER
SEVGİLİYE MEKTUPLAR
AŞK VİDEOLARI
 

SEVGİLİYE MEKTUPLAR

Click this bar to view the full image.




Aklımdan geçenleri yazacağım bu yazıda. Öyle süslü kelimeler olmayacak seni anlatan. Kalbim acıyor var mısın yok musun bilmiyorum bile. Boşlukta geziniyorum sadece. Başkası mıyım yoksa ben miyim onu da unuttum. Aklıma geldiğinde sadece canım acıyor ve ellerim titremeye başlıyor. Anlatılmaz şeyler vardır kimi zaman sözler yetmez işte sen ve senin acın anlatılmaz yaşanır. Dedim ya aklımdan geçenleri yazacağım. Kimse ama kimse tanıyamıyor artık beni. Dedikleri "bu kadarı da fazla ne oldu sana" Ne oldu bize. Bende bunu kendime sordum cevap bulamadım. Her anımda sen varsın ya ona üzülüyorum aslında en çok. İçimdeki ses seni sevdiğimi söylerken nefretim senin bu sevgiyi haketmediğini söylüyor. Hangine inanacağımı şaşırdım. Çıkmazlardayım yani bu aralar. Gerçi sen beni şu anda duymuyorsun belki de onunlasın ama ben senin sesine yüzüne kokuna hasretim.

Ağlamak. Bilirsin en sevmediğim duydu abartısıdır ağlamak. Ama akmaması için büyük çabalar sarf ettiğim gözyaşlarımı tutamıyorum. Ağlamak günümün parçası haline geldi artık. Ağlamazsam yaşayamam sanki. En çok kızdığım insan stili oldum aslında. Basit yaşamayı seçtim senden sonra. Yarım kalmışlıktan kurtulamadığım için zor kaldım aslında böyle yaşamaya. Basitçe ölümümü bekliyorum. Bilirsin kendime acımam yoktur. Artık kimseye acımam yok ki bu yüzden çevremde kimse kalmadı. Seni anlatabileceğim sadece yazılarım ve bilgisayarım var. Birde bizi anlatan şarkılar. Bizi derken ayrılığımızı ve seni. Beni anlatan bir şarkı bulamadım daha ne yazik ki. Gönlümün odaların da sen vardın eskiden. Şimdi En dip odalarda saklar oldum seni. Başkasından değil kendimden. Çünkü biliyorum ben kendimi belki kendimi en iyi tanıyan benimdir. Ben seni görürsem üzerim seni. Kırarım kalbini ama aslında içim kan ağlar çünkü ben hala severim seni hala hayatımsın benim.

Unutmak yalan. Sen bilirsin ben sözlerim nişan gibidir. Sert ve kalıcı. Söyledim ya sana ben seni asla unutmam unutamam ki. Sözle alakası yok aslında ben gerçekten seni ondan daha çok sevdim. Belki gösteremedim belki seni üzdüm belki senin benden soğumana sebep oldum ama ben seni sadece sevdim. Şarkılardaki gibi tek tesellim sana olan aşkım....

özledim tenin kokusunu özledim
özledim sımsıcak o nefesini özledim
özledim sohbetini o sesini özledim
gelmedin göz bebeğim can yoldaşım
GELMEDİN

Bu gece sen daha bir ağır geldin aklıma. Ya aslında anlatamıyorum yani sen hep düşünüyorum da bu gece sanki farklıydı. Az önce telefon çaldı. Gizli Numara aradı beni. Kimmiş neymiş bilmiyorum ona bizim şarkımızı dinlettim kapattı. O sen miydin. Bak eğer sensen neden ağır geldin anladım. Şarkısı bile var kalp kalbe karşıdır sende beni düşündün bu gece sende ağladın benim her gece ağladığım gibi.

kalp kalbe karşıdır derler
sende üzüldün mü?
ay bile çeker gider
beni hiç düşündün mü?
sensizlik bende saklı
çıkmaz bir an dışarı
elimde bir fotoğraf
o şimdi burda olmalı ! ! !

Aslında sana ve ayrılığımıza çok şarkı yazılmış. Ben yağmuru ne kadar severim sen bilirsin hatta sende yağmuru seversin. Seninle az mı yağmurda gezdik, sen üşürdün ben seni sarar hem seni hemde kendimi ısıtırdım. Gözlerimiz birleşir masum bir öpücük yola devam ederdik. İçim acıyor ve ben hala ağlıyorum. Yağmurlarım durdu sen gidince. Akmaz oldu hayatımın pınarları. Bir tek sen giderken ağladı gökler benim ve senin için. Onlar ağladıkça ben onların ıslaklığında yandım. Her damlada sen geldin aklıma her damlada sen sardın beni ve her damlada öptün sen beni.

caddeler karanlık caddeler ıpıslak
yalnız geçen ilk gecemde
gökler ağlıyor...
gözlerim kızarmış gözlerim şişkin
sensiz geçen ilk gecemde
gökler ağlıyor...

birileri birşeyler söylesin
şu vefasız insanlara
nasıl nasıl nasıl nasıl nasıl nasıl katlanırım
senin boşluğun büyük yapayalnız bu dünyada
nasıl nasıl nasıl nasıl nasıl nasıl yaşarım.....

Bitti. Gece de bende gözyaşlarımda sigaramda hayatımda o akşam bitti. Geri gelen tek şey Sigaramdı. İçtim. Ölesiye içtim. İçtim ki öleyim dedim. İçtim ki yaşamak haram olsun istedim. Ağladım. O kadar ağladım ki odamda ki cam ıslandı. Dışardaki yağmur sana inat o gece yağdı. Ben bittim.

Ama BiR TeK SENİ bitiremedim ! ! 






Terkediliş...



Suskunum Artık

Suskun bir kentin yagmuru gözleyen gecelerinde büyüttüm düşlerimi. Acıya yarenlik edecekti yüreğim. Bu yol boyu, ardınca hüzün bırakıp, bir bir çoğalttım yalnızlığımı. Yürüdüm. Adımlar büyüdükçe şehirler de büyüdü. Bir çöl akşamının dili tutulmuş soğuğuna düştüm.

Her şey üşüdü içimde, ne hayata değdi ellerim, ne de ölümün gizlerine... Bir çıkmaz sokağa vurdu adımlarım. Duvarlar söktü bağrındaki en mahrem sırları. Yüzüme vurdu gece üşüdüm.

Bir kenarda bir avuç düşle gözleri bağlı çocukluğum neye gizlenirdi? Sır tutmaz dertlerim vardı sırtımda, alnımda yaşıma ters orantı bir kavga… Sonra yağmurlar indi bu şehre,sessizce..Ve ben adına defalarca çizgi çekilmiş bir fail oldum.
Sel vurdu ömrüme, şehrime.Her şey kapılıp gitti ardından.
Islak saçlarımla, ıslak ellerimle geldim düş sancım; inan bu şehri ben ağlatmadım.
Yokluğunun emareleri çöktü omuzlarıma,yine vakit hüzne dalma vaktidir. Sakinleşmemiş yaralarımdan çaldığım kanlarla geldim sana.

Ömrüme sızan bu sancılarla nasıl dönerim geri. Ardına bir avuç kül vaat eden bir ömre sığar mı bunca yalnızlık? Şimdi bir kabus olur düşlerim, ve düşer bir bir gecenin kara yazılarına.

Ne zaman susacak bu kelimeler?
İçimdeki bu çığlık ne zaman kesilecek?
Mahur gözlerine mi vurdu hazan; ne olur bir şey de.
Kabulümdür senden gelen… Ritmi bozuk gönlüme bir merhem sür; düş sancım!
Avare yürüyüşlerime yol ol, iz ol. Kimliğimden hatırıma düşen ismim ol. Şimdi delilik, susma vaktidir.

Gök kuşağında düşleri uçurma vaktidir.bir yamaca tutunmuş ellerimde parmak parmak ölmektir. Gidişindir adına yeminler ettiğim.
Bitişimdir içimdeki suskunu terk edişim.
Düş sancım ;yaralarımın adıdır adın.
İçimdeki çocuğu hep aldatışım.
Sensiz düşlere kanmayışım.
Korkuma bürünene asi yalnızlığım.
Ben hala unuttuğun duraktayım…

Alıntıdır...

Yeniden Merhaba Ey Ask;
Sana son veda edisimde buyuk konusmusum.Bitti;kanmam artik senin,once gunes gibi dogup ardindan siyah karannliklara suruklemene,kanmam demistim.Meger sadece kendimi kandirmisim.Sana veda ederken, beni umursamadan sinsice gulusune anlam verememistim.Simdi anliyorum;sende biliyormussun senden kopamayacagimi.Bu yuzdenmis elveda demeyisin.Insan 1 kere tadinca,kacisi olmuyormus senden.



Hani Ask,hani her insanin hayatina yalnizca 1 defa girerdin?Niye oyleyse tam ben yeni 1 baslangic yapmisken,tam yaralarimi sarip,huzunlerimi unutup,kendime sensiz 1 dunya kurmusken yeniden karsima cikisin niye?



Neden yeni heyecanlarla kandirmaya calisiyorsun?Seni taniyipta mutlu olan var mi hic?Neyinle ovunuyorsun?Kime mutluluk verdin bu zamana kadar?Leyla ile Mecnuna mi?Kerem ile Asliya mi?Yoksa simdilerde efsanelesmemis ama seni tatmis bizlere mi?



Zaten sende mutlulugu tattigini soyleyen 1i aslinda seni tanimamistir.Gercek yuzunu gorenler bilir,o gulen yuzunun altinda ne acilar yattigini.Seni 1 defa taniyip,ilk tattigiyla 1 omur feda edenede;her defasinda senden kacip yeni heyecanlarla kandirdiklarinada ayni aciyi veriyorsun.Yetmedi mitarih boyunca insanogluna destanlar yazdirdigin?Oyle buyuk yurekler yok artik gormuyor musun?Ufacik yureklerimizle seni anlamaya calisan sasenei bizler kaldik o devirlerden.Yok artik oyle karsilikli ask yasayipta,kavusamambeyaztan aci ceken.



Simdi oklarini tek tarafli kullaniyorsun.Zaten simdilerde cift atis yaptiginda onun adini mutluluk koyuyorlar,ask degil.Adinin anilmayisindan korkuyorsun degil mi?Bu yuzden tek tarafli salliyorsun oklarini saga sola?



Etrafina iyi beyaz Ask!Ikinci kez sapladin bu aci zemheri bana!Ilkinde actigin yarayi,gozyaslarimla kabuk baglattigimi ne cabuk unuttun?Simdi o yarali yurek 2nci 1 aciyi kaldiramaz.Madem ben senden gidemiyorum sen cik git hayatimdan.Ey Ask sen birbeyaz beni...



Durma karsimda oyle.Ne bekliyordun bu yarali gonulden?Seni ilk tanidigimdbeyazi gibi sarkilarla,siirlerle karsilamami mi?Yoksa yoluna kirmizi guller serpip hosgeldin dememi mi?



Egme basini...Yuzsenelara yenilmemis sen,simdi neden susuyorsun?Konussana...Anlatsa na bana bunu neden yaptigini?



Ey Ask agliyorsun sen!Daha ne dedim ki,cimdeki acinin zehrini ne kadar beyazittim ki zoruna gitti?Donme arkani.Bbeyazsana bana....Dur gitme,sbeyazin acma o kapiyi!Affet beni...Bbeyazma sen bana soyledigim onca laf,ettigim onca hbeyazaret kendime aslinda.Senin attigin okun ucunu yalnis insanlara emanet eden bana kiziyorum.



Bastan beri susupta kendini savunmam beyazda beyazliydin sen.Cunku ortada savunulacak beyaz 1 hata yok.Senin verdigin tepkilerin manasini sonradan anliyorum.Cahilligime,duygusal ligima ver.Affet ve beyazin gitme!



Gel,otur yanima.Once kendi gozyaslarini sil,sonra benimkileri,olmaz mi?Inan senegin yuregimin gozyaslarini silmeye mecali yok.Anladim ben seninle yasamasini bilememisim...Bu yuzdenmis aci cekisim!



Kal yanimda.Bu defa hersey cok guzel olacbeyaz.Bu defa okun ucunu dogru insan tutacbeyaz.Aci insani olgunlastirirmis.Bbeyaz dimdik aybeyaztayim yuzsenelara meydan okuyan sen gibi.Artik seni yalanci hayallerle degil,gercek mutluluklarla doyuracagim.Yeterki sen kal...Yeterki gitme...EY ASK BEN SANA ASIK OLDUM....!


alinti


Kalbimin kapılarını sonuna kadar acıp ıcerıye aldım Senı..
ve kucuck yuregımde kocccaman bır yer ayırdım Senın ıcın.....
kalbımın en ozel kosesıne yerlestrdım senı....
kalbıme gırmek demek: sonsuz bır sevgı yagmurunda sırılsıklam ıslanmaktı..evet...en degerlı yerımdeydın,sevmekten aslaa yorulmayan yuregımde!!
sevgıler,umutlar,mutluluklar,n eseler,guzellıkler serpıstırdım yuregıne....hayatını anlamlandırmak,renklendırmek ıstedı varlıgım...hep duaya durdum''sevdıgımı bana hayrlı kıl''dıye...sevdıgım dedım...cunku senı cok sevmıstım...uzaktın bana,,,ama yuregım yakındı sana!senı severken yorulmadım hıc,hergun yenılendım..senınle cogaldım ...buyudum..eksık kalan neyım varsa tamamladım...


....sonra....
yuregımde umulmayan yaralar acıverdın..hayata daıma gulerek bakan gozlerımı gozyaslarıyla tanıstrdın..ben sevgı ektım..sen.......yuregımı avucuna koydun ..sıktın..ve oylece bırakıverdın.ınadınıda gururunuda yuregıne fazlasıyla katıp sevgısızlık kervanında yolculuga koyuldun....en gusel sevgılerı ardında bırakarak..keske sen ben olsaydın ne kadar sevıldıgını anlasaydın..ve keske ben sen olsaydımda sevılmenın tadını cıkarsaydım...

^^ask ne demek..asktan yanmak ne demek..kenarından bıle gecmıyorsun...^^ne guzel soyluyor yalın....
gıdısınle kısa donmedı yuregım..hala bahar bende.....hala yurek sonsuz sevgıyle atıyor...bılırsın benım yuregım aslaa sevmekten yorulmaz..nıce sevgıler barındırır..nıce dostları konuk eder bu yurek devletı...sen geldın..gectın...cunku bu kalpten kovuldun SEN!!!!kıymet nedır bılmedın...gosteremedın....
ne mutlu bana kı;sevdıklerım ''ne mutlu kalbıne sen dusene ve ne mutlu senın kalbıne dusene'' dıyorlar..
bundan otesı varmı?!???

herzamankı gıbı tum cumlelerıme İYİKİ lerle baslayabılıyorum.....
peki ya sen...!
KESKE lerden kurtulabıldınmı?

Sen, belki de bu yazıyı aslında sana yazdığımı hiç bilmeden okuyacaksın.
Ben, senin bunu okurken parmağınla yanağına dokunduğunu, gözlerini hafifçe kıstığını, gözlerinle uzun uzun uzaklara daldığını görmeyeceğim.
Elimin uzanamadığı yerlere kelimelerimle sokulmaya çalışmamın, kırılgan harflerden kurulmuş görünmez bir köprüden sana doğru yürürken düşmekten böylesine korkmamın, sana tek bir bakışla anlatabileceğime inandığım ve birçoğunun belki bir ismi bile olmayan birçok duygunun her birine isimler bulmaya uğraşmamın beni nasıl yaralayıp yorduğunu bilmeyeceksin.
İlerde bir gün bana çok karmaşık ve anlaşılmaz gözükecek olsalar da, şu anda bana, kendime saplamak için elimde tuttuğum solgun bir bıçak gibi sade ve içmeye hazırlandığım zehirli bir su gibi berrak gözüken duygularımın, keskin ve yakıcı tadını, onların üstünü örten sözcüklerin altından çıkarıp çıkarmamakta duyduğum kararsızlığı da herhalde sana hiç anlatamayacağım. Hâlbuki bütün korkunçluğu sadeliğinde gizli olan duygularım o kadar açık ki.

Ben seni her şeyinle özledim.

Gülüşün, gözlerinin gözlerime değdiği anda hissettirdiği mutlulukla birlikte aklıma geliyor.
Yorulduğumda, bıktığımda, yenilginin tam kıyısında durduğumu hissettiğimde, beni sadece bana dokunarak iyileştirebileceğini biliyorum.
Değmeden, hatta bazen seni görmeden, hissettiğim sıcaklığını istiyorum. Yalnızım.
Kendimi yalnız hissediyorum ki bu yalnızlıktan da kötü.
Benim yalnızlığımı ve kendimi yalnız hissetmemin yalnızlıktan da kötü olduğunu anlayacak senden başka kimsem yok.

Ve sen de yoksun.

Belki de hiç olmayacaksın.
Sözcüklerden oluşturmaya uğraştığım bir köprüden sana ulaşmaya çalışacağım.
Ve biliyor musun, sen bütün bunları okurken, ben yazdıklarımı şakacı gülüşlerimle reddedeceğim.
Beni bir gün görürsen, gördüğünün bu satırları sana yazan kişi olduğuna inanmayacaksın.
Duyduğum aşkı, özlemi ve bunları duymaktan duyduğum korkuyu güvenli bir duruşun ardına saklayacağım.
Yüzümde satırlarımdan bir iz aradığında, onlar orada olmayacak.
Sana nasıl yalvardığımı hiç işitmeyeceksin, sıradan bir ‘‘nasılsın’’ sözcüğü saklayacak o yalvarışı. Ama bütün bunlar, bu sahte kibir, bu şakacı gülüş, bu sıradan ‘‘nasılsın’’ sözü, bu güvenli duruş, içimdeki sesi dindirmeyecek.
Bütün bunlara hiç aldırmadan bana sarılmanı bekleyeceğim, bazen benden babandan korktuğun gibi korktuğunu, bazen beni çocuğunu okşar gibi okşadığını görmek isteyeceğim.
Aralarında dolaştığım kalabalıklar içinde benim yalnızlığımı gören ve kendimi yalnız hissetmemin yalnızlıktan da kötü olduğunu sezen bir tek sen varsın.
O kadar sade ki duygularım.

Ben seni özledim.. Her şeyinle..

Gülüşün, gözlerinin gözlerime değdiği anda hissettirdiği mutlulukla birlikte aklıma geliyor.
Kırılgan bir köprüden sana doğru yürüyorum.
Sana ulaşamazsam, sesim ve kelimelerim sana değmezse ve sen bana bir daha dokunmazsan, işte o zaman, korkarım sonsuz ve sensiz bir boşluğa yapayalnız düşeceğim.
Beni tut, beni her şeye rağmen tut.

Yalvarırım beni tut..



   ForumeZi &  browni

İki rayı gibiyiz BİR tren yolunun...

Yakın olması neyi değiştirir son istasyonun...

Sensiz yaşanılacak olan bir hayata atılmaktan korkuyorum.Böyle bir hayatta ayakta durabileceğimi hiç sanmıyorum.Sonu hiç gelmeyecek gibi görünen yaz gecelerinde sensizlik beni bitirmeyecek de ne yapacak? Seni sevmek mutluluksa,ben çok mutluydum.Senin de mutlu olduğunu düşünüyordum.Bu mutluluğum hiçbir zaman bitmeyecek çünkü ben seni hep seveceğim,sevgi bende var oldukça. Aşık olup da kavuşamamak insana acı verebilir ama ayrılığın verdiği acının yanında hiçbir şeydir.Aşık insanın umudu büyük olur,ayrılığın umudu ise sönük bir ateş gibidir. Gecenin bu saatinde ikimizi sorgulayıp hangimizin suçlu olduğunu bulmak,bir çare olacak mı ayrılığımıza? Suç kimin olursa olsun, o suçun oluşmasına olanak veren daima her iki taraftır. Sevmek çok zor değil,zor olan ;sevgiyi devamlı barındırabilmektir.Arada küçük kaçamaklar olsa da her zaman sevgiye yer bıraktığımı düşünüyorum. Ayrılıklara neden olan en büyük yanılgımız;sevmek ve sevilmek kavramlarına farklı açılardan bakmamızdır.İşin içine saygıyı da almayan bir düşüncenin doğruluğunu kabul etmek bana çok mantıksız geliyor. Her olayda olduğu gibi duygularda da sadece kendi tarafımdan bakmıyorum.Yada şöyle söyleyeyim sadece kendimi düşünerek sevmek ve sevilmek gibi bir düşüncem yoktur. Yaşaman gerekenleri,sevginin hak ettiği duyguları yaşaman için üzerime düşen her şeyi yapmaya hazırım hiç bir karşılık beklemeden.Sonu bana acı verse de yine yaparım.Bugüne kadar ben öyle yaşadım.Doğru mu yaptım yanlış mı?Bilmiyorum. Ama bu yolda yürümeye devam edeceğimi biliyorum. Bu benim hayat felsefemdir.Bundan taviz vermek,kendi değerlerimi hiçe saymak anlamına gelir ki,böyle bir durumda da boşlukta dolanan bir cisim gibi bir o yana bir bu yana savrulacağımı biliyorum. Seni sevdiğim için "seni seviyorum"diye haykırmadım sevgi nedir bilmeyen insanlara.Mutluluğu yakalama şansını yitirmemen uğruna ayrılığı seçtim.Acı veren, zor bir karardı benim için. Gün gelir de bu kararım mutluluğuna bir katkısı olacaksa, bilki ben hiç bir acıyı yaşamadım. Sevmek acı verir, sevmemek de. Sen hangisini yaşıyorsun şu an? Ben seni yaşıyorum birtanem





Yine sessiz bir kış seheri, odamın perdeleri açık, kar usul usul yağıyor şehrime. Dört tane duvar , yaylı yatağım , yatağımın baş ucunda duran ahşap sehpa ve üzerindeki içi boş vazo; geçen sene vardı içinde bir şeyler ama zamana, birazda susuzluğa yenik düştüler. Kocaman dev blokları olan dillere destan bir konağın arkasına saklanmış küçük ,ahşap bir evdeyim işte. Kimim kimsem yok, annemi hiç görmedim , babam; bir yaz akşamıydı iyi hatırlıyorum , sofada oturmuş gümüş kabzalı tabancasını temizliyordu, ben yan odada elimi kafese daldırmış babamın kanaryasını tutmaya uğraşıyordum . Babam sinirli adamdı kızdığı zaman eline ne geçerse fırlatır, yeri göğü inletirdi, bana hiç kızmamıştı belki o silah patlamasaydı bir gün bana da sinirlenecek belki bir tokat patlatacaktı yanağıma . Silah sesini duydum öyle bir irkildim ki masadaki kafes yere yığılı verdi , bir an kuşun delicesine çırpınışını gördüm, içim korkuyla dolmuştu hemen sofaya koştum babam yerde öylesine yatıyordu ki korkudan yaklaşamadım bile . küçük kanaryamda ölmüştü babam da, artık hiç kimsem yoktu. İlk başlarda böyle olmadığını sanıyordum baba tarafımdan akrabalarım vardı, iki üç yıl sonra kendimi sokaklarda buldum . Ne babam vardı ne de bir yakınım. Yirmilerimde bir kız sevdim! İşte şimdi bu küçük kasabadayım yalnızlığımda pek bir değişiklik yok ama biraz yaşlandık galiba gelecek ay elliyi devireceğim. Neyse ağır ağır çıkmak gerek rahat musalla taşından, eh şimdilik rahat tabi arkamıza cemaat gelirde Allahuekber denilince sırtımız ya rahatta olur yada azapta. Adamın çıkası da gelmiyor sıcacık yorganın altından, şimdi sen tut buz gibi havada kalk işe git olacak iş mi yahu! “Tak tak “ , ha! sen kimsin be seher bülbülü sabahın köründe? “geldim geldim” ses soluk yok gitti mi acaba? Ceketim nerede yahu bulamıyorum, hay aksi , yerlerde buz kesmiş .Eee neredesin seher bülbülü? Öyle geçerken ihtiyarı yatağından kaldırayım diye mi uğradın? Yoksa yuvanı mı şaşırdın?
Buda nesi be eski toprak! Aman, aman şaka maka iyice yaşlandın eski toprak baksana yerden bir kağıdı bile alamıyorsun, tamamdır işte sabahları hep böyle olur cıvatalar soğuktan sıkılaşıyor eğilemiyorsun ,eğilirsen doğrulamıyorsun.
“Sen benim kadar sevebilir misin? “ hah ha haaaa ne bu eski toprak? Bizim bilmediğimiz bir gizli hayranın mı var? Baksana sabahın altısında kapıya bırakılan pembe bir mektup hem isimsiz, hem aşklı meşkli. Neyse bu arada iliklerim dondu gir içeri ne demeye kapının önünde alık alık bekliyorsun sanki bırakan geri dönecekmiş gibi,! Şöyle sıcak bir çay iyi gider yediğimiz bu soğuğun üstüne, bu arada da şu alacalı bulacalı mektubu rahat rahat okuruz.
Ohhh içim ısındı ciğerlerimiz cana geldi be eski toprak. Ne diyor bizim seher bülbülü bir bakalım. Hah tamam! Bohça sarar gibi sarmış mübarek kat kat, adam mektubu açarken yoruluyor inşallah içindekiler bizi bu kadar yormaz.

“ Bu mektubu sana hem çok uzaklardan hem de çok yakınından yazıyorum sevdiğim!

Hep birini sevmek istemiştim, yitikte olsa yalanda olsa , yanımda olmasa da sevmeyi delicesine ve sen çıktın karşıma..
Ben Leyla isem benim sevdiğim Mecnun olsun isterim , yan yana olmasak da , beden toprağa kavuşsa da ruhlarımız hiç ayrılmasın isterim. Sen böyle sevebilir misin? Ben severim diyorum kendi kendime en az ölüm kadar gerçek. Keşke şimdi yanımda olsaydın, ama yoksun! Olsun diyorum, ben seni öylesine sevmedim ki! Ben seni sıcak tenin içinde sevmedim , ben seni ruhunla sevdim. Ben seni! Ben seni zifiri bir karanlıkta sevdim .
Sevdim mi acaba? Gerçek sevgi bu mu? İçimi cayır cayır yakan bu ateşin adı aşk mı? Yoksa ,yoksa her şeyin yapmacık olduğu şu küçücük dünyada daha da küçülen insanların adını aşk koydukları bir heyecan mı sadece? Eğer bu gerçek aşk değilse gerçeğini hayal bile etmek istemem. Şu an hissettiklerim bile beni ağır ağır boşluğa çekiyor bundan fazlasını ne hislerim ne yüreğim ne de ruhum kaldırır. Sadece bir tek cevap ver. Ben senin kalbinde hiç olmasam da artık sana sarılamasam da unutma ki bu ateş hiç sönmeyecek değil mi? Ta ki ruhum ölene dek. Sevda’nın adını anan tek bir yürek kalmasa da , tüm kalplere mühür vurulsa da , seven gönülleri kor ateşle dağlasalar da, benim kalbim seni anar , benim sevdam tüm mühürleri söker , ben de dağlanacak tam bin yürek var her biri Arş kadar.
Tekrar soruyorum “Sen beni böyle sevebilir misin?”
Dur ! sakın söyleme, ben duyamıyor olsam da , kim bilir belki karanlık kıskanır, belki yalnızlık çekemez sevdamızı. Belki de ışıklar küser gözlerime . Bir sel olur çağlar yüreğim aşkın yıkımında . Ne olur sarmaşıklar girmesin aramıza ; zehirli sarmaşıklar. Tut elimden ne olursun beni sensiz sadece sensiz bırakma. Bir gün olurda duyarsan çekildiğini bedenimin toprağa “gülmeyen bir yüzü vardı yazsınlar mezar taşıma”. Sonra gelip güldür beni bir tanem. Ay ışığında gel mezarıma , bir demet papatya bırak mezarımın başucuna, ellerini üstüme yığılı toprağa sok ve hisset hayattayken sana anlatamadıklarımı. Dedimya ben zifiri karanlıkta sevdim; kuşkusuz, amaçsız, ölesiye sevdim, tabi adı sevdaysa bu çilenin.
Adına her ne diyorlarsa acı, ızdırap , keder tarifi her neyse bu duygunun ben kabulüm sen yanımdaysan.
Şu içimden geçenlerin sadece birini tutup çıkarabilsem seni sana onunla anlatabilsem ne yazmaya kalem ne de satırlarıma kağıtlar yeterdi. Çünkü sen benim içimdesin ruhumun deli sarmaşığı!

Seni seviyorum, seni seviyorum
Öylesine değil , ölümüne, bir bulmacanın karelerinde yok olmacasına!
Hatırlar mısın? hep seher bülbülüm derdin bana ben sana seni öldükten sonrada seveceğim derdim de sen hep gülerdin, hiç inanmazdın bana belki ben öyle hissederdim, sanki fersahlar vardı aramızda ben senin başucundayken. Hep boşluğa dalardı gözlerin sanki bir benim yanımdaydın bir boşluğun içindeki düşlerde. Bak işte aradan nice yıllar geçti ben toprak oldum sen Eski Toprak!
Hani papatyalarımız vardı cam vazoda sakladığımız arada bir alıp seviyor sevmiyor oynadığımız papatyalar. Şimdi boş görüyorum vazoyu aşkımız soldu mu yoksa sevdiğim?
Ben seni böyle sevdim, beşikten mezara kadar değil , ruhum yok olana kadar.
Sen beni böyle sevebilir misin?
Sensiz geçen her gün ufkuma göz yaşı yağıyor , ben zaten gözyaşı olmuşum! Hatıralarının sıcaklığı tüm ruhumu ısıtıyor aradan geçen onca yıla rağmen. Hatırlar mısın sevdiğim? Hani gözlerinde kendimi görmeye çalışırdım da sen hep ağlardın da puslu bir hayal olurdum gözlerinin içinde , ellerini tutarken, sana sarılırken yutkunurdun hep öyle ağlamaklı. Bugün ruhlar semada ölümle dans ediyorlar yırtık kefenlerinde. Bugün yıldızlar bizim için parlıyor farkında mısın?
Senden ayrılmadan; yani seni terk etmeden önce saçlarından bir tutam aldım, şimdi avuçlarımın içindeler. Hani ben ölmüştüm de sen bana sarılıp ağlamıştın da ben kıpırdayamamıştım , usul usul gel kollarıma sevdiğim kainatı kıskandırmadan gel ben seni işte böyle sevdim!”

Kadavradan ibaret bir gövde,

İmlası bozuk bir cümle..
Bir de aramızdaki büyüyen özlem..

Biliyorum gelmeyeceksin...
Ne sen olabileceğim gözlerinin dibinde..
Ne ben olabileceksin yüreğimin terinde..
Ama...
Bir cümle olduk biz..
Anlatım bozukluğuna meyal verdik ise de,
Sevgiye dair alıntılanmış,
En anlamlı söz olduk biz..
Bizden doğma mutluluğu var ettik
Sevda sağnağında...
Bizden olma bir fincan umudu tazeledik
Hayat çaydanlığında...


Ey kirpiklerinden sağdığım gökkuşağı yedi rengi,

Hüzünbaz hüzünleri unut..Ayak diblerine kök salmış siyah’ı da ..Koş yeni demlenmiş yürek demime..Sokul ve mevzilen gözlerinde kuruttuğum kirpiklerime..Şarkılar sustu biliyorum..Söz sırası bizde..Mutluluğumuzdan alıntı birkaç çift umudumuz var dudaklarımıza ördüğümüz..Erişmese de ellerimiz ellerimize, bir yolumuz var özleminde yürüdüğümüz..Sana kaç gel demiyorum..Biliyorum hakkım değil bu..Bırak kanlı bir savaşın içinde geçsin ömrümüz..Çilekeş bir sonbahar yaprağına özensin gözlerimiz..Aynı tende, aynı gölgede yürümese de mavi düşlerimiz, aynı sevdanın ıslak cümlelerinde büyüsün adımız..İlintilensin kokun Cennnetle, bize aidatlansın ayrılık...Ne fark eder ki..Ben sendeyim...Sen bende...Bükülse de cümlelerimiz , sökülse de alfabemiz biz bir cümleyiz..Sen ve ben...İki harf bir cümleden ibaret mutluluk...


Mutluluğuma umudumu bağışlayan,

Biliyorum özlem kör topal zamanlarında ilerliyoruz..Sen benden uzakta, ben senden ırakta yürümekteyiz..Dışı düşsüzlüğe gebe kalmış bir sabahın koynunda boyun bükmekteyiz..Bazen gözlerimiz nemlenmekte, bazen de özlem aramıza perdelenmekte..Ama bırakmak yok sevgili..Mutluluk umuda gark olmuşsa, artık dönüş yok bu yoldan..Ölüm ölümümüzü öldürmeden gitmek yok sevgili..Bırak ellerinden içmeyeyim bir bardak suyu..Bırak gözlerinde sabahlamasın yüreğim..Uzaklarda bana ait bir cümle ol yeter..Koynumda sonbaharları kurban edemesen de bırak yanımda hep umut ol yarınlara...

Sığlığıma / içimdeki yalnızlığa bir dirhem hayatı aşılayan,

Sus.Dikenli telleri dudaklarına getirip kanatma yaralarını..Kavuşmamanın ızdırabına kanıp içme hüznün şerbetini..Bak kör bir yüreğe sevgiyi öğretiyorsun..Büyüyor içimde ölen bir çocuk..Yarım değil cümlelerim..Mutluluk fiilinden umut deryası cümleler kuruyorum mavilere..Rüzgarı omuzlarıma alıp bulutlara yeni göç yolları buluyorum..Biliyorum her yol sana...Biliyorum her söz sana..Evet zor yaşadıklarımız..Zifiri bir karanlık ilerlediğimiz, bir ölüm kalım savaşı göğsümüzden sildiğimiz..


Bırak aramızdaki özleme bakıp durma..
Kefenle gözlerindeki ıslaklığı..
Gün vuslat zamanı..
Gün bizi bizde yaşatma anı..

Doldur gözlerine kız cocuğu hayallerini..
Yürü bana doğru harf harf..
Yürü bana doğru dua dua..
Bir de gelirken bana,
Bİr avuç maviyi çok görme sakın..

Unutma;
Özlediğim kadar Sen’sin..
Sevdiğim kadar Ben’sin..

“ Seni özlemin en güzel yanı;
Seninle her gün yeniden doğmak mavilere..
Hep nefes al emi..
Seninle hayatlansın bu hayatım....“


Alıntı


Frekansını kaybetmiş bir radyonun cızırtısında
Beraber ve solo yalanlara gizlenmişti
Yalnızlığın karantinasındaki ayrılık şarkısı



Ki, bilirim içi boş çıkacak, kabuğu soyulmamış hayallerin
Çünkü hiçbir kelime avcısı Şair tarif edemiyordu güzelliğini
Ve sonunda hasrete vurdum kendimi!



İçtiğim şarap değil, uzat kadehini hasret doldurayım



Yok Yok Ağlamıyorum
Bir sevdanın sahra kesesindeki çöl yağmuru yaktı gözlerimi
Alıp gidiyorum işte
Felçli fikirlerimin neden olduğu dudaklarımdan düşmeyen sözlerimi



Her tohum bahar gelince toprağı güneşle aldatır!



Sen de gideceksin biliyorum, bu şiire yakışsa da güzelliğin
Boş ver!
Bırak okumasın hiç kimse, içimde kalsın özelliğin



Tat vermiyor kainat
Sensiz Mehtabı seyretmek de neymiş huzura siftahsız gecelerde!
Sus söyleme!
Ben, yine de sen olurum kağıda dökülmemiş hecelerde.


Şair : Korkmaz Bıçkın


Hep düşünmüşümdür;
Her sevmek istediğimde sevebilseydim hayatım ne kadar başka olurdu diye... Şunu sevmek istiyorum, sevdim... Buna aşık olmak istiyorum, oldum... Kolay söylenmiyor üstad " SENİ SEVİYORUM ", olmuyor denmiyor yürekten bir çığlık gibi yükselmedikçe.
Sevgi kolay değil usta... Sabahları onu özleyerek uyanmak, yanındayken bile özlemek, o güldüğünde senin içinin gülmesi, o üzüldüğünde senin için parçalanması, o ağladığında senin kahrolman kolay değil... Kontrol edilememezliktir sevgi...
Sevgi kolay değil usta... Yemek yemesine sevinmek, sigara içmesine üzülmek, üşümesine dayanamamak, terlemesinden korkmak, hem bir seven yürek gibi, hem bir aile şevkati ile sarıp sarmalamak istemek kolay değil... O' nu içten düşünmek, sen O olmaktır sevgi...
Sevgi kolay değil usta... Göz göze geldiğinde, yüreğine bir kor düşmesine engel olamamak, dans ederken o dakikaların hiç bitmemesi için dua etmek, O' nun tenine her sıradan temasında bile, O' nu ne kadar çok sevdiğini düşünmek ve hissetmek, avuç içlerinin ter kokusunu bile özlemek yokluğunda kolay değil... Sımsıcaklıktır sevgi...
Sevgi kolay değil usta... Gece yatağına girdiğinde O' nu düşünmek, dualarına O' nu da dahil etmek, kendinden çok, O' nun için yalvarmak, dua etmek kolay değil... Dualarında O' na da yer vermektir sevgi...
Sevgi kolay değil usta... Onunla sadece bakışmayı, dans etmeyi, gezmeyi, elini tutmayı, kokusunu hissetmeyi özlemek değil, yıllar sonrasınıda düşünerek, onla geçecek olan yıllara tatlı bir tebessümle bakmak, onunla beraber yaşlanmayı istemek kolay değil... Hayatını ona verebilmeyi istemektir sevgi...
Bütün bunlar, kolay değil. Bir anda düşünemez, isteyemez insan.

Ben bunları düşünüyor, hissediyor ve istiyorsam ve ben BUYSAM. Bu kadar kolay değil diyerek, sevgime küfür etme arkadaş... Tabii ki kolay değil. Kolay şeyler yakışmaz sevebilen insanlara zaten. Geceye mahkum olan, gündüz önünü göremez misali, ben sevgime mahkum olmuşum. Sevgim benim mabedim. Dokunmayın mabedime




Sevgiliye Son Mektup
Sevmiştim
Hem'de çok sevmiştim seni
Atan kalpimin seslerinde
Çektiğim nefesimin sıcaklığında
Sana baktığım gözlerimin ışıltısında, sevmiştim
Canım,birtanem vazgeçilmezimsin demiştim
Küstüğümüzde
Hiç olmadık nedenlerden,birbirimize kırıldığımızda
Gözlerimden akan, sana olan sonsuz sevgimle
Çektiğim nefes'te
Duyduğum sesler'de
Yine'de sen benim tek sevdigimsin demiştim..

Bu kadar büyük sevgimi olur
Dağlar bile dayanamazdı,ağladı
Öten bülbüller,her sabah senin adını şakır'dı
Sen'de dem tutmuş sevgime
Ne oldu neler oldu'da
Sevgim sen'de kırıldı,tüm hayatım mahvoldu
Acılarmı artık benim hayatımı sardı
Bir türlü kendimi sen'de tamir edemiyorum
Düşündükçe gönlümde kahrolup,gidiyorum
Acıları ise
Sana olan sevgimde tanıdıkça
Nefretle,nifakla buluşturdun,tanıştırdın beni..

Güzelsin,sen tek'sin dediysem
Şımarman,kendini bir şey sanman'mı gerekiyordu
Uydun yaptın beni
Utanmadan yıllarca kendine
Döndükçe etrafında
Zevk aldın,dağıttın kendini, şuursuz hareketlerinde
Ve sonunda öfke kusturdun, bana
Şaşkın şaşkın sana bakan gözlerimde..

Sen....bana göre değilsin
Açmamış güllerde koksan'da
Bir çiğ olup yüreğime damlasan'da
Sen....bana göre değilsin
Gönlümde yıllarca sakladığım resmini
Defalarca his ve duygularımda sevdim,okşadım
İstemiyerek seni yırttım,parçaladım,kırıştırdım attım
Yine'de dayanamadım
Çünkü seni çok ama çok seviyordum
Sevgimde bir hamur gibi seni yogurdum
Sonra tekrar birer birer kendime ekledim
Ve seni gönlüme yapıştırıp
Gerçek fotoğrafını çektim
Ama ne yazık'ki
Senin.... bana yalan olan sevgini gördüm
İş'te o an
Düşüncelerimi avuçlarıma aldım
Ağladım,tüm bedenimden
Bir kor ateş gibi yaktı,kavurdu gönlümü, yalan olan sevgim..

Sen bana göre değilsin
Bundan kesin olarak eminim artık
Keşke sana inanabilseydim,güvenebilseydim
Sevginin ne olduğunu sana öğretebilseydim
Bu kelimeleri sana asla yazmamış olsaydım
Hep güzelim,birtanem diyebilseydim
Ne olurdu ne olurdu
Artık sen benim bir tanemsin diyemediğim..

Kendini zorlamana
Ben'den saklamana gerek yok artık
Küçüldükçe küçüldü sevgin önümde
Kum taneleri gibi yok olup gidiyorsun gönlümden
Sen....yalanları,dolanları seviyorsun
Onlarla mutlu olup,kendini buluyorsun
Söyle ne olur söyle, çekinme
Sen....beni nasıl sevebilirsinki
Yalanlar,dolanlar dolaştıkça gönlünde..

Kelimelere sözlere hiç gerek yok artık
Sen.....bana göre değilsin
Bana yalan sevginin ne olduğunu öğrettin
İnan.....kendim'den değil
Sen'den....senin yalan sevginden utandım
Ve sana ait olan sevgi pedalını çevirirken
Dişlileri arasında
Senin ezilerek yok oluşunu,üzülerek seyrediyorum..

Gözlerim senin gerçek kimliğinle tanıştı
Duygularım parçalandı
Hislerim ise senin görüntünden yara aldı
Biliyormusun..?
Sen...bana sevgi yerine, artık nefreti öğretiyorsun
Sen,sen....sen bana göre değilsin
Yıldız'sız yökyüzünün, karanlıklarda kalması gibi
Güneş'siz toprakların,ağlaması gibi
Bir yudum su'ya muhtaç
Çöl görüntüsüne bürünmüş
Sen'de saramış ben'liğinle
Hislerin virğül
Duyguların nokta
Arzuların ise
Bir yelkovana binmiş akrep gibi
Daralan çemberinde,seni sıktıkça
Bu defa
Sen......... kendini zehirleyip
Yalanlar,dolanlar adına bu dünyadan gideceksin








Açık yüreklilikle açık mektup
Umutları çoğaltmıştık sevgimizle
Filiz filiz yeşertmiştik sevdayı
Kol kola girmişti yüreklerimiz
Sevgimiz sevdikçe yüreklerimize
Saplanan bir hançer değil
Sevdikçe çiçeklerle açan
Ve özgürleşen umudu yüklenip
Hep aydınlığı müjdeleyen
Doğan güneş pırıltısında
Bir sevinç bir pınardı
Yıldızlara yükselip
Mehtabı öpmekti
Adını yüreklerimize
Güneşten parçayla
Kazıdığımız bir aşktı
Alnına düşen kar tanesini
Savurdu yüreğine
İhanetin yeli
ihanetin soğuğunda
Yalnızlığında
Sen tek kaldın ama
Yalnız bile değilsin
Bir başına
İhanetin gölgesi
Gölgenin yanında
İhanet ki ölümün
Bile ölümüdür
Aslında insan hayatında
Sen sevdiğim dediğim
Şimdi sen ölümün
Bile yalnız bıraktığı
Azraili kovalayan
Yalnız başına
Ölümün adresi
Bile kurtuluş değil sana



Beni düşündüğünde
Özlemin bir damla umut oluyorsa kestane karası gözlerinde
Sakın umudunu kağıt bir mendille slip çöpe atma!
Gün gelecek ;
Acılarınla büyüttüğün sevda çiçeğin tomurcuklanacak
Güneş bir başka doğacak ve yağmurlar umutla yağacak
Ve sana söz tomurcuk çiçek açtığında yanında olacağım,
İşte o zaman hayallerin pembe bir düşten ziyade,
Beyazlar içinde bir gerçek olacak,
Umudunu hasretıine yenik düşürme sakın
Mutluluk bizimi mutluluk yakın

Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol